Ana içeriğe atla

benim yarim gelişinden bellidir


Her gün gözlerimizin önünden onlarca fotoğraf karesi geçiyor. 


Televizyon ekranlarından, medyadan, internetten, dergilerden, gazetelerden, billboardlara kadar;


Güzel kadınlar, babyface adamlar,

Zayıf kadınlar, baklavalı adamlar,

Sarışın kadınlar, biscolata adamlar...

 



Herkesin böyle olması gerektiği de gizlice işlenerek, 

Bir takım adamlar bu fotoğrafları zihnimize kazıyor. 

 

Sonra adam, yanındakine bakıyor, fotoğraftaki kadınlara benzemiyor. 

Sonra kadın, yanındaki adama bakıyor, filmlerdeki o adama benzemiyor. 

Başlıyor mutsuzluklar… 

Gelsin estetikler, diyetler, çılgınca anti-aging kremler...


Sıradan olmak kötü değil,

onlar kötüymüş gibi empoze ediyor.

Hayat; sıradan ve kendine has özellikleriyle dolu insanlardan ibaret...

Herkesi  özel kılan küçük farklılıklarımız var. 

Sevimliler, bizi biz ve özel yapıyorlar. O kadar!


Barbara Streisand ve Gerard Depardieu'nün altın oranı alt üst eden kemerli burunlarına rağmen, karizmaları tüm kalıpları ezip atmıştır.


Beren Saat ve Madonna’nın, üst ön dişleri arasındaki boşluk, onlara ayrı bir hava katmıyor mu sizce de?


Alnının darlığı, çenenin uzunluğu, kulaklarının biraz büyük olması, köpek dişlerinin önde çıkmış olması, elindeki altıncı parmak, çıkık elmacık kemikleri,

saçının kıvırcıklığı, teninin rengi...

hepsi çok özel...


Sevdiklerimizi kusur denemeyecek bu özellikleriyle de severiz eminim, neden kendimizinkini de sevmeyelim!

Ben çocukken, uzaktan kendisini seçemediğim ama kollarını arka belinde birleştirerek yürüyüşünden tanırdım babamı, attan düşüp kırdığı ve sağa doğru eğri kaynamış burnu bana hiç çirkin gelmezdi, ben onun burnuna değil gözlerinin içine bakıyordum...


Aynı forma içinde yüzlerce çocuk arasından, törende, oğlumu duruşundan tanırdım çünkü kafasının tepesindeki saçları dik dururdu...


Kızımın, sevdiği bir şarkıcının, kendisininkinin aynısı parmaklarını görene kadar, beğenmediği el baş parmağı aslında öylesine sevimli ki...


Mali'nin sesi olan Salif Keita, "Gelecek, farklılıkları kabul eden, hoşgörülü, dünyanın güzelliklerinin daha çok farkına varan insanların olacak." diyor.

 

Aklınızın bir köşesinde olsun, sirke sineğinden farklı olmayan bir gen şifremiz var.


Hanife Dikbıyık

01.12.2013

 

 

 



 


Yorumlar